ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ VE İHLALİ

19
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ VE İHLALİ

Son Güncelleme 11 Aralık 2022

Özel Hayatın Gizliliği

İnsanların sosyal ve toplumsal hayatta sağlıklı bir birey olarak varolabilmesi için; özel hayatın gizliliği yasalarla güvence altına alınmıştır. Toplum içerisinde yer almak ve diğer insanlarla iletişimi sürdürmek bireylerin kendilerine ait bir özel alanı olmayacağı anlamına gelmez. Aksine her insan toplumsal ilişkilerini sürdürürken aynı zamanda kendisine ait özel alanı koruma ve kendisine dair sorumluluklarını yerine getirme ile yükümlüdür. Bu duruma da diğer insanların saygı duyması beklenir. Eğer bireyin özel alanlarına müdahale söz konusuysa yasalar devreye girer ve bireye hukuki güvence sağlar.

Hem uluslararası antlaşmalar hem de ülkemiz yasaları gereği özel hayatın ihlali önemli bir suçtur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan madde ‘’herkes; özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.’’ şeklindedir. Aynı zamanda anayasamızda yer alan ‘’herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.’’maddesi de benzer haklardan bahsetmektedir. Bu noktada özel hayatın gizliliği kişisel bir hak olarak karşımıza çıkmakta ve yasalarla güvence altına alındığını görmekteyiz.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Şartları

Öncelikle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu diğer suçlardan iyi bir şekilde ayırt edebilmek gerek. Örneğin; bilişim suçları, kişisel verilerin kaydedilmesi suçu, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ve kişisel verileri ele geçirme suçu farklı kategorilerde yer alır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta suçun, özel hayatın gizliliğini ihlal niteliklerini taşıyor olmasıdır.

Özel hayatın gizliliği, bireyin tüm özel alanlarını koruma altına almıştır. Ancak toplum içerisinde yapılan aktiviteler özel hayat olarak değerlendirilse de gizliliğin ihlali suçunu oluşturmaz. Örneğin; sinemaya gitmek, açık alanda yürüyüş yapmak, bilet kuyruğunda beklemek diğer bireylerle birlikte yapıldığından ‘’özel hayatın gizliliği’’ kapsamında değerlendirilmez. Bu noktada özel hayatın gizliliği bireyin, diğer insanlar tarafından bilinmesini istemediği aktiviteler sırasında oluşur.

Özel hayat bireyin diğer insanlardan sakladığı, aleni olmayan ve bilinmesini istemediği tüm yaşantılarıdır. Ancak bu durum gözlerden uzakta ve dört duvar arasında yaşanılanlarla sınırlı değildir. Bu yüzden toplum içerisinde yapılan her aktivite sırasında görüntü, ses kaydı ve video alınabileceği anlamına gelmez. Toplum içerisinde olsa dahi bireyin nereye ne zaman gittiği, kimlerler görüştüğü ve ne yaptığı bilgi edinmek amacıyla sürekli takip edilemez. Bireyin kamuya açık alanda fotoğraflarının çekilmesi tam olarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşturmasa da Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ‘’kişilerin huzur ve sükununu bozma’’ suçuna sebep olabilir.

Yukarıdaki bilgiler ışığında özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bireyin bilinmesini istemediği gizli yaşam alanlarının kaydedilmesi ve öğrenilmek için çabaya girilmesi kapsamında değerlendirilir. Burada suç, kast ile birlikte aranır. Kişinin, bilerek ve isteyerek karşı tarafın özel hayatına müdahale etmesi ve bunu yayması suçun oluşması için yeterlidir.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Nitelikli Hali

Yukarıda belirttiğimiz noktalar göz önüne alındığında bir kişinin, başkasının özel hayatına müdahale ederek bilgi sahibi olması özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Ancak bu durumun 3. Kişilerle paylaşılması suçun nitelikli bir hal almasına sebep olur. Örneğin; özel alana ilişkin video ve ses kayıtlarının ifşa edilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun nitelikli bir hal alması için yeterlidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta 3. Kişilerin bu ifşalara ulaşıp ulaşamayacağı değil, kişinin bu amaçla suçu gerçekleştirmesidir. Yani ifşalar başkaları tarafından görülmese de, ifşa niyetiyle paylaşılan her görüntü ve ses kaydı suç unsuru oluşturur.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Cezaları

Türk Ceza Kanunu’na göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçu basit ve ağır olmak üzere iki ayrı fırkada düzenlenmiştir. Burada cezanın niteliği ve süresi işlenen suça bağlıdır.

Suçun basit şeklinin cezası TCK md. 134/1’de düzenlenmiştir. Burada, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu gerçekleştiren kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülmüştür. Ancak suçun basit bir şekilde işlenirken, görüntü ve ses kaydedilmesi durumunda bu süre 2 yıldan 6 yıla olacak şekilde artmaktadır. Eğer suç nitelikli olarak işlenmişse TCK md. 134/2’de belirtildiği gibi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiştir.

Buradaki suçları ve ceza sürelerini örnek vererek açıklayacak olursak; Bir kişinin yatak odasının izlenmesi basit suçtur ve bu suçun 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası vardır. Ancak bu sırada görüntü, ses ya da video kaydı alınmışsa bu süre 2 yıldan 6 yıla kadar çıkabilmektedir. Alınan kayıtların ifşa edilerek 3. Kişilerle paylaşılması suçu nitelikli kılar ve bunun cezası ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Bu ceza sürelerinin yanı sıra bazı durumlarda ceza sürelerinin arttığını görmekteyiz. Örneğin suçun memur, polis, zabıta, savcı gibi kamu görevlileri tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak işlenmesi ceza oranlarının artması için yeterli bir sebeptir. Bu durumda yukarıda bahsedilen ceza sürelerinin ½ oranında arttığını söylemek mümkündür. Aynı zamanda belirli bir meslek ya da sanat dalının sağladığı kolaylıklar sebebiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun işlenmesi yine cezaların artması için yeterlidir. Tıpkı kamu görevlilerinde olduğu gibi bu durumda da suçu işleyen meslek sahiplerine ½ oranında arttırılmış cezalar verilmektedir.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Bahaddin TURGUT
Bahaddin TURGUT
Merhaba. Size nasıl yardımcı olabiliriz?